Türkiye-BAE normalleşmesine giden süreç

Sakarya Üniversitesi ORMER Araştırma Görevlisi Mehmet Rakipoğlu, Türkiye-Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ilişkilerinin normalleşme seyrini AA Analiz Masası için değerlendirdi.

GÜNDEM 15.02.2022, 11:59
3
Türkiye-BAE normalleşmesine giden süreç
İstanbul

AK Parti iktidarı ile Türkiye'nin Körfez ülkeleriyle yakınlaşma siyaseti, 2010 sonrası yaşanan birçok gelişme nedeniyle farklı bir yöne evirildi. Bu anlamda statüko siyaseti benimseyen BAE ile Türkiye arasındaki ilişkiler özellikle Mısır’ın ilk ve tek demokratik yollardan seçilen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye karşı yapılan Sisi darbesi sonrası zedelendi. Devam eden süreçte Libya, Doğu Akdeniz, Sudan, Suriye gibi Orta Doğu’nun muhtelif noktalarında Ankara’nın karşısında yer alan Abu Dabi, 2021 yılından beri Türkiye ile ilişkileri onarma yönünde ciddi adımlar attı.

Değişen küresel denklem: ABD ve Rusya etkisi

Orta Doğu’da yaşanan gelişmelerin küresel siyasal sistemdeki dönüşümlerden etkilendiği söylenebilir. Bu anlamda üç ana başlık öne çıkıyor. Bunlardan ilki her ne kadar tartışılıyor olsa da mevcut uluslararası sistemin en büyük gücü olan ABD ile ilgili gelişmeler. 2017-2021 arası başkan olan Donald Trump’ın Orta Doğu politikası bölgesel istikrarsızlığın ve kaosun artmasına neden oldu. Nitekim Körfez’e ucu açık destek veren Trump, bölgenin kronik sorunu İsrail-Filistin meselesinde de Tel Aviv’den yana durarak gerilimi artırdı. Trump’ın benzer siyaseti Türkiye-Körfez ilişkilerine de yansıdı. Ancak 2021 seçimlerinde Trump’ın yerine Biden’ın gelmesi ilişkilerin yeniden şekillendirilmesi sonucunu doğurdu.

Her ne kadar ekonomik iş birlikleri siyasi yakınlaşmayı kolaylaştırsa da ilişkilerin stratejik ittifaka dönüşmesi zaman alabilir.

Bununla birlikte Türkiye ve BAE, ABD ile yaşadıkları krizler bağlamında benzer kaderi paylaşıyor. ABD’nin farklı gerekçelerle de olsa hukuka aykırı biçimde iki ülkeye de F-35 satmaması, Türkiye ile BAE’yi yakınlaştırdı. ABD’nin Türkiye’nin güvenlik kaygılarını anlamaması ve PKK/PYD terörünü Suriye’de devletleştirme projesi Ankara’yı nasıl kaygılandırdıysa farklı bağlamlarda benzer kaygılara BAE de sahip. Trump döneminde terör örgütü ilan edilen Husilere yaklaşımın Biden döneminde değişmesi nedeniyle Husilerin bölgesel ölçekte güçlenmesi, Washington’ın Abu Dabi’ye güvenlik garantisi vermemesi ve tatmin edici adımlar atmaması, Türkiye-BAE arasında ABD üzerinden bir yakınlaşma sinerjisi oluşturdu. Bu anlamda BAE, Türkiye ile güvenlik ortaklığını artırmanın peşinde.

Küresel siyaset denklemi açısından önemli ikinci dinamik, Rusya’nın küresel ve bölgesel ölçekteki yükselişi ve Moskova’nın Türkiye-BAE normalleşmesindeki pozisyonu. Putin’in liderliğinde tedrici olarak askeri gücünün meyvelerini (Kırım, Suriye- muhtemelen Ukrayna’nın bazı kısımları) toplayan Rusya, Türkiye ve BAE ile de yakın ilişkiler içinde. Ankara ile Suriye ölçeğinde, BAE ile Libya ölçeğinde iş birliği yapan Moskova, ABD’nin isteksiz davrandığı güvenlik tedariki meselesinde oldukça hevesli. Bir NATO üyesi olarak ilk kez Ruslardan S-400 alan Türkiye’yi modelleyerek BAE’ye de benzer sistemleri satmak isteyen Moskova’nın Türkiye-BAE normalleşmesini desteklediği düşünülebilir.

Çin’in bölgesel angajmanı ve etkileri

Üçüncü başlık Çin’in artan bölgesel angajmanı. Bu anlamda Rusya’ya benzer şekilde Çin’in de Türkiye-Körfez normalleşmesinden oldukça memnun olduğu belirtilebilir. Pekin, Moskova’nın aksine askeri unsurları değil, ekonomiyi önceliyor. Buna göre bölgesel gerilim yerine iş birliğinin kurumsallaşması Çin’in bölgesel nüfuzuna doğrudan katkı sağlıyor. Türkiye-Körfez normalleşmesinin başlamasının ardından Çin Dışişleri Bakanı'nın Körfez ve Türkiye’yi ziyaret etmesi, Pekin’in Ankara-Abu Dabi hattındaki yakınlaşmayı desteklediği yorumlarını beraberinde getirdi.

Çin’in Kuşak Yol Projesi’nde Körfez ve Türkiye kritik öneme sahip. Dahası Çin için BAE kapsamlı stratejik ortak iken Türkiye de stratejik ortak olarak tanımlanıyor. Dolayısıyla Ankara-Abu Dabi hattındaki rekabet ve gerilim iklimi, Çin’in ekonomi bazlı bölgesel yükselişine ve yumuşak hegemonya çabasına engel olabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, Türkiye-BAE normalleşmesi ABD-Rusya-Çin arasındaki küresel siyaset denkleminde önemli bir yere oturuyor.

Bölgesel denklem

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BAE ziyareti, Orta Doğu’daki bölgesel denklem açısından üç başlığı öne çıkarıyor. Bunlardan ilki Orta Doğu’da 2021 yılının başından beri süregelen bölgesel iş birliğini artıran gelişmeler. Türkiye ile normalleşme sürecini de kapsayan bu gelişmeler Bağdat zirvesinden bu yana Orta Doğu’da rekabet ve gerilim ortamı yerini iş birliği vediyaloga bırakmasıyla başladı. Bu anlamda gerek Türkiye gerekse BAE bölgesel konjonktüre uyumlu siyaset izlemeyi tercih etti.

Öte yandan, Türkiye-BAE normalleşmesi, Ankara’nın dış politikasındaki normalleşme diyaloglarında en hızlı sonuç veren süreci ifade ediyor. Nitekim Türkiye’nin Mısır ve İsrail ile istikşafi görüşmeleri BAE ile normalleşme sürecinden çok daha önce başladı fakat bu görüşmelerde somut sonuçlar henüz elde edilemedi. Bu açıdan değerlendirildiğinde, Türkiye ve BAE oldukça pragmatist bir yaklaşım benimseyerek normalleşme süreçlerini hızlı şekilde kurumsallaştırdılar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BAE ziyareti öncesi Abu Dabi’ye yakın Hasan Sacvani gibi ünlü sosyal medya kullanıcılarının paylaşımları ve Burc Halife kulesinde Türk bayrağının dalgalandırılması bin Zayed yönetiminin Türkiye ile yakınlaşma konusunda ciddi olduğunu kanıtlıyor. Benzer şekilde Khaleej Times gazetesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iş birliği mesajı ile dolu yazısına yer verilmesi, Arapça yayın yapan el-İttihad gazetesinde de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun’un yazıları dahil olmak üzere 8 sayfa Türkiye’ye yer ayrılması BAE’nin Türkiye ile normalleşmeyi kurumsallaştırmak isteğini ortaya koyuyor. 

İran faktörü

Ziyaretin öne çıkardığı ikinci başlık ise İran. Bu anlamda Körfez güvenliğini günbegün daha şiddetli tehdit eden İran destekli Husi saldırıları, Türkiye-BAE yakınlaşmasını hızlandırabilir. Bir yandan Tahran ile görüşen BAE bir yandan da İran destekli Husilerin meydan okumalarıyla mücadele etmeye çalışıyor. ABD’den beklediği desteği alamayan BAE’nin güvenlik kaygılarını Türkiye anlıyor. Nitekim Türkiye, Suudi Arabistan’a ve BAE’ye yönelik Husi saldırılarını kınadı.

Husilerin Türkiye karşıtı duruşlarını radikalleştirmesi de Ankara’nın Yemen’den Suudi Arabistan ve BAE’ye çıkış kapısı açabileceği yorumlarını beraberinde getirdi. Dolayısıyla İran ve Husilerin dengelenmesi bağlamında iki aktörün ortak zeminde buluşması beklenebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BAE ziyareti öncesi İran ajanlarının yakalanması da bu minvalde okunabilir. Dolayısıyla Türk üretimi silahlı insansız hava aracı alma yönünde istekli olan BAE’nin Türkiye ile yakınlaşmasının bir dinamiği de İran’ın dengelenmesi ve güvenlik iş birliklerinin genişletilmesi.

Körfez içi rekabet

Üçüncü başlık ise Körfez içi rekabet. Bu anlamda BAE, Türkiye ile yakınlaşmayı Suudi Arabistan’ın dengelenmesi adına önemli görüyor. BAE-Suudi Arabistan arasındaki siyasi ve ekonomik rekabet Türkiye’nin Körfez’de yeniden konumlanmasını sağlarken, Abu Dabi-Ankara hattının yeniden şekillenmesini mümkün kılıyor. Bu anlamda BAE diğer rantiyer devletler gibi petrol dışı gelirlerini artırmak istiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Khaleej Times’daki yazısında vurguladığı üzere, iki ülke arasındaki ticarette petrol dışı ürünlerin toplam değeri son 10 yılda 90 milyar dolara yaklaştı. 2018’de 7,3 milyar dolar olan ticaret hacmi ise yüzde 21 artışla yüzde 8,9 milyar dolar oldu. Öte yandan BAE’nin petrol dışı gelirleri artırmak için pazar arayışında olduğu biliniyor. Türkiye de BAE ve diğer ülkeler için oldukça cazip. Bu anlamda BAE, Türkiye’deki fırsat ve olanakları başkalarına (Suudi Arabistan ve Katar’a) kaptırmak istemiyor.

Körfez içi rekabetin bir diğer boyutu da Katar üzerinden şekilleniyor. Biden, Trump’ın aksine Körfez’de kanat değiştirip BAE-Suudi Arabistan’a sırt döndü ve Katar’a yöneldi. Bu bağlamda Biden’ın Katar Emiri es-Sani’yi Beyaz Saray’da ağırlaması ve NATO dışı müttefik statüsüne yükseltmesi BAE’yi rahatsız etti. BAE, Türkiye ile yakınlaşarak Katar’ı dengelemek istiyor. Türkiye de Körfez’de aktör çeşitlendirerek Katar’a bağımlı kalmak istemiyor. Nitekim Katar’ın özellikle Doğu Akdeniz siyaseti Ankara’yı rahatsız ediyor.

Öte yandan Türkiye’nin yeni ekonomik modellemesinde üretim, istihdam, yatırım ve ihracat odakları Türkiye-BAE yakınlaşmasını hızlandırıyor. Dolayısıyla ilişkiler yeniden formüle ediliyor. İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun’un el-İttihad gazetesi için kaleme aldığı yazıda vurguladığı gibi salgın ve yeni meydan okumalarla mücadelede yeni bir yaklaşım gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iadeiziyareti bu yeni pragmatist yaklaşımın tohumlarının atıldığına işaret. Bununla birlikte her ne kadar ekonomik iş birliklerinin siyasi yakınlaşmayı kolaylaştıracağı tahminleri yapılsa da ilişkilerin stratejik ittifaka dönüşmesinin zaman alacağı söylenebilir. Özellikle Libya ve Doğu Akdeniz noktaları normalleşme noktasında tarafların ilk ciddi test sahaları olabilir. Benzer şekilde, Abu Dabi-Tel Aviv arasındaki yakınlık hesaba katıldığında, Türkiye’nin BAE ile normalleşmesinin doğrudan yansıyacağı ilk alanlardan biri Türkiye-İsrail ilişkilerinin hareketlenmesi olabilir.

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 17 Mayıs 2024
İmsak 03:50
Güneş 05:37
Öğle 13:06
İkindi 17:01
Akşam 20:24
Yatsı 22:04
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Alanyaspor 36 50
8. Rizespor 36 49
9. Sivasspor 36 48
10. Antalyaspor 36 45
11. A.Demirspor 36 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 36 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Chelsea 37 60
7. Newcastle 37 57
8. M. United 37 57
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 37 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 36 79
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 36 73
5. Athletic Bilbao 36 62
6. Real Sociedad 36 57
7. Real Betis 36 56
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 36 48
10. Getafe 36 43
11. Deportivo Alaves 36 42
12. Sevilla 36 41
13. Osasuna 36 41
14. Las Palmas 36 38
15. Rayo Vallecano 36 38
16. Celta Vigo 36 37
17. Mallorca 36 36
18. Cadiz 36 32
19. Granada 36 21
20. Almeria 36 17