Ukrayna'nın işgali eski Sovyet ülkelerine ne vadediyor?

Putin'in tarihi, ideolojik, teolojik "argümanlarla" dolu konuşması sadece Ukrayna için değil, özellikle Avrupa ve eski Sovyet coğrafyası ülkeleri için de ciddi tehditler barındırıyor.

DÜNYA 25.02.2022, 18:43
5
Ukrayna'nın işgali eski Sovyet ülkelerine ne vadediyor?
İstanbul

Gönül Şamilkızı, Rusya-Ukrayna hattında yaşanan gelişmelerin eski Sovyet coğrafyası ülkeleri için ne anlama geldiğini kaleme aldı.

***

Yaklaşık bir aydır dünya gündemini meşgul eden krizde beklenen oldu: Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişimi başladı. Rusya lideri Vladimir Putin önce Ukrayna'ya ait Donetsk ve Luhansk topraklarını "bağımsız devletler" olarak tanıdı. Putin, dünya düzenine meydan okuyan konuşmasının hemen ardından tanıma kararının sözde Donetsk ve Luhansk halk cumhuriyetlerinin "anayasalarını" da kapsadığını açıkladı. Söz konusu "anayasalara" göre; ayrılıkçılar "devlet" derken, halihazırda Rusya ordusunun desteğiyle ellerinde bulundurdukları Donbas’ın yüzde 30'luk kısmını değil, Donetsk ve Luhansk vilayetlerinin tamamını kast ediyor, bu da Rusya'nın tanıma kararı ve sözde cumhuriyetlerle imzaladığı anlaşmalar gereği, halihazırda Donbas havzasının büyük kısmını kontrol eden Ukrayna ordusuna savaş ilanı anlamına geliyordu. Nitekim, Putin 24 Şubat sabahına karşı savaş emrini verdi.

Eski Sovyet ülkelerini ne bekliyor?

Konunun tehlikeli boyutu sadece bununla sınırlı değil. Putin'in meşhur tarihi, ideolojik, teolojik "argümanlarla" dolu konuşması, sadece Donetsk ve Luhansk'ın işgali ve hatta sadece Ukrayna'nın devlet olarak haritadan silinmesi tehdidini içermiyor. Putin’in konuşması tüm dünya, özellikle Avrupa ve daha çok eski Sovyet coğrafyası ülkeleri için de ciddi tehditler barındırıyor. Örneğin, her ne kadar Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile görüşmesinde Putin, "Diğerleriyle işimiz yok, Ukrayna hariç" dese de eski Sovyet coğrafyası ülkelerindeki kontrol mekanizmasının bundan sonra daha da güçleneceğini kestirmek zor değil.

Şimdilik eski Sovyet coğrafyası ülkeleri arasında arazi olarak "dokunulmayan" tek bölge Orta Asya. Özellikle, ulus-devlet tecrübesi Ukrayna’dan çok daha az olan Orta Asya ülkeleri için Putin’in malum konuşmasının ciddi bir tehdit uyarısı niteliği taşıdığını söylemek için ciddi analiz kabiliyeti gerekmiyor. Örneğin Putin, bu ülkelerin herhangi birinin Rusya’nın çıkarlarına aykırı davranması durumunda Kazakistan, Kırgızistan için Ukrayna ile ilgili söylediklerinden daha fazlasını söyleyebilir.

Moldova ve Gürcistan sonraki hedefler olabilir

Rusya, Kafkasya'nın tamamını -Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan’ı-, Avrupa sınırlarında ise Moldova'yı ve 2014'ten beri de Ukrayna'yı "dondurulmuş savaşlar" ve toprak ihlalleriyle kilitlemiş durumda. Bu durum söz konusu ülkelerin bağımsız karar alma, strateji belirleme, müttefik seçme, demokratik sistem oluşturma, ekonomi geliştirme imkanlarını önemli ölçüde engelliyor.

Fakat Moldova, Gürcistan ve Ukrayna, Rusya'nın toprak işgallerine, iç politikaya müdahalelerine ve yoğun propaganda faaliyetlerine rağmen, stratejik tercih yapma, seçim sistemi oluşturma, demokratik toplum geliştirme yönünde az da olsa mesafe kat eden ülkeler. Moskova, bu ülkelerde kendi sözünü dinleyen iktidarlar oluşturma girişimlerinde zaman zaman kısa vadeli başarılar sağlasa dahi, uzun vadeli sonuç alamıyor. Örneğin, Gürcistan'da İvanişvili, Moldova'da Dodon, Ukrayna'da Yanukoviç iktidarları bile Putin'i bu ülkeler için tasarladığı toplum hedefine ulaştıramadı. Bu nedenle Gürcistan ile Moldova'nın Ukrayna'nın ardından sonraki hedefler olabilecekleri söylenebilir. Moldova ve Gürcistan'ın Rusya'nın Ukrayna'daki ayrılıkçıları tanıma kararına en erken ve en net tepkiyi veren, bu kararı kabul etmeyen post-Sovyet ülkeleri olması da bu tehdidin Tiflis ve Kişinev’de doğru okunduğu anlamına geliyor.

Azerbaycan’ın "denge politikasını" ne bekliyor?

Azerbaycan’da ise Rusya’nın pozisyonu daha farklı. Bakü'nün yıllardır yürüttüğü politika, eski Sovyet coğrafyası ülkeleri arasında Kazakistan'ın tavrına daha yakın. Azerbaycan yönetimi yıllardır, Batı ile ekonomik ilişkileri sıkı tutan, Türkiye’nin etkinliğinin ve bunun toplumdaki karşılığının farkında olan ancak Moskova'nın daha etkin olduğu bir politika yürütüyor. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü desteklediğini açıklamasına rağmen, yıllardır Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Avrupa Konseyi ve diğer uluslararası platformlarda Kırım'ın işgaline ilişkin oylamalara ve kararlara katılmaması, Ukrayna ile aynı kaderi paylaşmasına ve Kiev'in Karabağ savaşında kendisine verdiği net desteğe rağmen Donbas konusunda sessiz kalması, Bakü'nün "denge politikası" diye nitelendirdiği politikadan daha çok Rusya'nın bu ülke üzerindeki etkisi ile açıklanabilir.

2020'de Rus askeri gücünün "barış gücü" adı altında Azerbaycan topraklarına (Karabağ’a) konuşlandırılmasıyla ve orada barış gücünden ziyade bölgenin hakimi gibi davranmasıyla bu etkinlik daha da artmıştır. Putin’in Ukrayna’yı yok saydığı ve sözde cumhuriyetleri tanıdığı konuşmanın ertesi günü Moskova’da Aliyev ile imzaladığı çok yönlü beyanname ve Kremlin’deki kutlama, Kremlin'in Bakü üzerindeki etkinliğinin deklare edilmesidir. Bu beyannamenin imzalandığı gün Rusya Dışişleri Bakanlığının internet sitesinden İrevan ve Nahçıvan hanlıklarını "Doğu Ermenistan" arazisi olarak tanımlayan "Türkmençay hatırlatması" yapması ise tesadüf olamayacak kadar ciddi bir "sembolizm"dir.

Rusya ile Azerbaycan arasında imzalanan beyannamenin, ayrıca ele alınması gereken bir belge olduğunu söylemekle birlikte, bu belgenin Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalanan ve çok önemli stratejik belge olan Şuşa antlaşmasıyla ciddi çelişkiler içerdiğini vurgulamak gerekiyor. Aynı deklarasyona göre Azerbaycan ve Rusya’nın uluslararası sorunlarla ilgili aynı veya benzer tavır sergilemesi gerekiyor. Yani bu madde ile Azerbaycan’ın Kırım, Osetya, Abhazya, Transdinyester, Suriye, Libya gibi konularda Rusya ile ya aynı ya yakın tavır sergilemesi gerekiyor.

Peki, Putin’in konuşmasının ardından Aliyev'in zamanlaması her açıdan manidar görüşmesinin karşılığında Azerbaycan ne kazanacak? Büyük olasılıkla Rusya, artık aldığı taahhütler karşılığında Dağlık Karabağ’daki provokasyonlarının dozunu biraz düşürebilir. Fakat burada Ermenistan’ın sergileyeceği tutum da etkili olacaktır.

Putin'in meşhur tarihi, ideolojik, teolojik "argümanlarla" dolu konuşması, sadece Donetsk ve Luhansk'ın işgali ve hatta sadece Ukrayna'nın devlet olarak haritadan silinmesi tehdidini içermiyor. Putin’in konuşması tüm dünya, özellikle Avrupa ve daha çok eski Sovyet coğrafyası ülkeleri için de ciddi tehditler barındırıyor.

Ermenistan ve Belarus

Ermenistan, Rusya'nın sözde Donetsk ve Luhansk halk cumhuriyetlerini tanıma kararının ardından benzer adım atmayacağını açıkladı ve uluslararası hukuk vurgusu yaptı. Fakat bu açıklamanın da tonu ve içeriği Gürcistan ve Moldova'nın Rusya'yı net ifadelerle kınayan açıklamalarından çok farklıydı. Ermenistan, Rusya'yı kızdırmadan konudan sıyrılmaya çalışmayı tercih etti. Bunu da anlamak zor değil. Zira Ermenistan her ne kadar zaman zaman demokratikleşme çabalarına girse de kendisinin uluslararası hukukla bağdaşmayan iddia ve eylemleri nedeniyle Rusya’ya bağımlı durumda. Rusya’nın Dağlık Karabağ’da bulundurduğu "barış gücü" sadece Azerbaycan’ın değil, Ermenistan’ın da üzerinden asılı duran Demokles Kılıcı'dır. Ermenistan’daki Rus askeri gücünü söylemeye ise gerek bile yok.

Benzer cümleleri Belarus ile ilgili de kurmak mümkün. Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko'nun zaman zaman yaptığı "aykırı" çıkışlara rağmen bu ülke zaten Rusya’nın kontrolü altında. Özellikle son cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından Moskova, Lukaşenko rejimini koruma karşılığında Belarus üzerindeki hakimiyeti tam olarak elde etmiş oldu.

Peki, Putin’in konuşmasının ardından Aliyev'in zamanlaması her açıdan manidar görüşmesinin karşılığında Azerbaycan ne kazanacak? Büyük olasılıkla Rusya, artık aldığı taahhütler karşılığında Dağlık Karabağ’daki provokasyonlarının dozunu biraz düşürebilir. Fakat burada Ermenistan’ın sergileyeceği tutum da etkili olacaktır.

Kazakistan

Şimdilik eski Sovyet coğrafyası ülkeleri arasında arazi olarak "dokunulmayan" tek bölge Orta Asya. Özellikle, ulus-devlet tecrübesi Ukrayna’dan çok daha az olan Orta Asya ülkeleri için Putin’in malum konuşmasının ciddi bir tehdit uyarısı niteliği taşıdığını söylemek için ciddi analiz kabiliyeti gerekmiyor. Örneğin Putin, bu ülkelerin herhangi birinin Rusya’nın çıkarlarına aykırı davranması durumunda Kazakistan, Kırgızistan için Ukrayna ile ilgili söylediklerinden daha fazlasını söyleyebilir.

Kazakistan, yıllardır Rusya’nın Avrasya İttifakı, Gümrük Birliği gibi projelerine koşulsuz destek vererek ve Rusya’nın eski Sovyet mekanındaki eylemleriyle ilgili konularda manevralar yaparak Putin’in şimşeklerinden kaçmayı başardı. 8 sene önce Rusya Kırım'ı işgal ettiğinde de Kazakistan bu manevrayı sürdürdü. Bir taraftan Kırım’ı Rusya’nın bir parçası olarak tanımazken diğer taraftan Rusya’nın davranışlarını anladığını açıkladı ve Ukrayna’yı suçladı. Bu tavır Ukrayna tarafından itirazla karşılansa da daha sonra Astana, Kiev ile ilişkileri düzeltmeyi başardı. Kazakistan şimdi de bu cumhuriyetlerin tanınmasının gündemde olmadığını açıkladı. Ancak zemin 8 yıl öncekinden çok farklı.

Kazakistan’da ocak ayında yaşanan olaylar ve Rusya’nın Tokayev’e destek için bu ülkeye askeri güç göndermesiyle birlikte 30 yıllık Nazarbayev "dengesi" ciddi oranda Rusya lehinde değişti. Söz konusu olayların ardından Rusya ile Kazakistan arasında çok sayıda büyük anlaşmalar imzalandı. Bunlardan en önemlisi ise askeri-teknik iş birliği anlaşmasıydı.

Şimdiki durumda kısa vadede Moskova, Kazakistan dahil eski Sovyet ülkelerinden "tanıma" talep etmeyebilir. Ancak Kazakistan’ın en önemli sorunu bu tanımadan ziyade Moskova’nın sonraki hamleleridir. Örneğin Moskova, Kazakistan askerlerinden de bu bölgede savaşmayı talep ederse, Astana’nın tavrı ne olacak? Kabul edecek mi? Etmeyecekse, Rusya’nın şimdiye kadarki üstü kapalı "Kazakistan’daki Rus toprakları" iddiasının ete kemiğe bürünmesi, Putin’in konuşmasındaki "bu cumhuriyetlere ait olmayan büyük topraklar" gerekçesinin kendisine yönelmesi durumunda ne yapacak?

Öte yandan, önemli ölçüde Rusya ve Avrasya İttifakı ekonomisine bağımlı olan Kazakistan (hem de Kırgızistan), Batı’nın yaptırımlarından ve kendi ülkesinde ekonomik durumun kötüleşmesinden etkilenmesini kendi toplumuna nasıl açıklayacak? Belki daha önceki dönemlerde bu soru bu kadar güncel olmazdı. Ancak yıllardır "istikrar kalesi" şeklinde lanse edilen Kazakistan’da ocak ayında patlak veren olaylardan sonra Astana’nın bunun üzerinde de düşünmesi gerekecek. Dolayısıyla Moskova talep etmediği müddetçe Kazakistan "tarafsızlık" görüntüsü verebilir. Fakat Tokayev’in "Tanrı vergisi komşusu" Moskova’ya bağımlılığı, Putin’in son hamlelerinden sonra daha da artacaktır.

Özbekistan sessiz kalarak tehlikeden kaçabilir mi?

Taşkent, şimdilik Rusya’nın tanıma kararına ilişkin sessizliğini koruyor. Ancak Özbekistan’daki bağımsız uzmanlar, bu sessizliğin tehlikeyi bertaraf edemeyeceği görüşünde. Bu uzmanlara göre, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı agresif eylemleri Orta Asya ülkelerinin bağımsızlığını de şüphe altına düşürüyor. Özellikle Tacikistan-Kırgızistan sınırındaki tartışmalı durumun Putin için bu bölgeyi istikrarsızlaştırmak amaçlı iyi bahane olabileceği yorumları yapılıyor.

***

[Kırım’ın Ruslar tarafından işgalinin anlatıldığı Kırım Ateşi kitabının yazarı olan Gönül Şamilkızı, bölge ülkelerinde uzun yıllar muhabir olarak çalışmıştır.]

*Makaledeki fikirler yazarına aittir.

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 03 Mayıs 2024
İmsak 04:12
Güneş 05:52
Öğle 13:06
İkindi 16:57
Akşam 20:10
Yatsı 21:43
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 34 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. Chelsea 34 51
9. West Ham United 35 49
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14