Avrupa'nın "siyasi" mülteci rejimi

Gizem Bolat, Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası gündeme gelen mülteci meselesini ve Avrupa'nın mülteci politikasını AA Analiz için kaleme aldı.

DÜNYA 03.05.2022, 20:09
10
Avrupa'nın "siyasi" mülteci rejimi
Istanbul

Rusya’nın Ukrayna topraklarını işgali sonucunda milyonlarca Ukraynalı, kitlesel olarak göç etmeye başladı. Ukrayna vatandaşları ve Ukrayna'daki yabancılar, Rusya'nın havadan ve karadan müdahalesiyle sınıra akın etmiş ve Polonya başta olmak üzere Romanya, Moldova ve Macaristan’a kitlesel bir göç başlatmıştı.

AB, Suriyeli mülteci krizinde uygulamadığı Geçici Koruma Yönetmeliği'ni, Ukraynalı mülteciler için 3 Mart'ta oy birliğiyle devreye soktu.

Ukraynalı mültecilerin sayısı artıyor

2021'in son aylarında sınırındaki mültecileri dondurucu soğuğa rağmen geri itme politikası uygulayan Polonya, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) verilerine göre yaklaşık 2,7 milyon Ukraynalı mülteciyle, Türkiye ve Kolombiya'dan sonra dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan üçüncü ülke konumuna geldi. Aynı şekilde göçmen karşıtı söylemleriyle iktidara gelen ve 3 Nisan'daki seçimlerde tekrar seçilmeyi başaran aşırı sağcı Viktor Orban hükümetinin yönettiği Macaristan'da da 440 bin Ukraynalı mülteci bulunuyor.

Bu durum, AB'nin önceliğinin, sınırlarına yakın bölgelerde oluşan krizler olduğunu gösteriyor.

Federal yetkililerden alınan bilgiye göre, 316 bin Ukraynalı mülteci Almanya'ya giriş yaptı ve Ukraynalıların konaklama ve entegrasyon çalışmaları için 2 milyar avro destek vereceği açıklandı. Fransa da yaklaşık 30 bin Ukraynalı mülteciye ev sahipliği yapıyor.

İngiltere de AB ülkeleri gibi Ukraynalı mültecilere sınırlarını açacaklarını belirtti ancak İçişleri Bakanlığı, diğer Avrupa ülkelerinden farklı olarak "Homes for Ukraine" adlı bir uyum planı açıkladı. Bu plan çerçevesinde, Ukraynalı mültecilere ev sahipliği yapabilecek vatandaşların Bakanlığa başvurarak evlerini açabilecekleri, Johnson hükümetinin de bu vatandaşlara ekonomik destek vereceği belirtildi. Bu plan kapsamında 43 bin 600 Ukraynalı başvuru yaparken, sadece 12 bin 500 Ukraynalı vize alabildi. Bunlardan da sadece 1200'ü İngiltere'ye giriş yapabildi. Homes for Ukraine planı aracılığıyla Ukraynalılara evini açmak isteyen 200 binden fazla İngiltere vatandaşının başvuru yaptığı ancak prosedür kaynaklı gecikmelerden dolayı vatandaşların sorunlarla karşılaştığı belirtiliyor. UNHCR ise İngiltere'nin bu planına karşı duydukları endişeleri belirterek, mültecilerin istismarına karşı yeterli güvenlik önlemlerinin alınması gerektiğinin altını çizdi.

Geçici Koruma Yönetmeliği

AB ülkeleri ve İngiltere'nin Ukraynalı mültecilere karşı hoşgörü içerisindeki tavrı, uluslararası mecralarda da yankı buldu. Uluslararası yayın kuruluşlarında, Avrupa'nın açık kapı politikası uygulamasının sonucu olarak Suriyeli mülteci krizinden dersler çıkardığı ve daha insan hakları temelli bir mülteci politikası uygulamaya çalıştığı belirtildi. Çünkü AB, Ukraynalı mülteciler için Geçici Koruma Yönetmeliği adı verilen, kitlesel göçlerde resmi prosedürlerin kolaylıkla aşılabilmesini sağlayan yönetmeliği 3 Mart'ta AB Konseyinde oy birliğiyle devreye soktu. Böylece Ukraynalı mültecilere AB sınırlarında 1 yıl süreyle oturma ve çalışma izni ile eğitim ve vizesiz AB ülkelerinde seyahat hakkı tanındı.

Geçici Koruma Yönetmeliği, AB tarihinde Bosna-Hersek ve Kosova savaşlarının ardından yaşanan kitlesel göç akını tecrübesi nedeniyle ortaya çıkmış ve 2001'de AB Konseyi tarafından kabul edilmiş ancak Ukraynalı mültecilere kadar aktive edilmemişti. Böylece AB’nin, kendi sınırlarına yakın bölgelerde oluşan çatışma ve kitlesel göç durumlarında Geçici Koruma Yönetmeliği'ni ortaya çıkardığı söylenebilir. Çünkü AB, Suriyeli mülteci krizinde bahsi geçen yönetmeliği uygulamadı ve mülteci krizinin derinleşmesine zemin hazırladı.

Küresel mülteci rejiminin temeli

Avrupa'nın mülteci politikasında daha önceki dönemlere gidecek olursak, küresel mülteci rejimini oluşturan 1951 Cenevre Konvansiyonu ve 1967 New York Deklarasyonu'nun da Avrupa'nın içerisindeki göç krizinden sonra ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Çünkü küresel mülteci rejimi, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa ülkelerindeki insan hareketliliğini düzenlemek için oluşturulmuştur.

Küresel mülteci rejiminin Soğuk Savaş dönemindeki çevreleme politikasının politik amaçlar doğrultusunda oluşturulduğu iddia edilerek eleştirel çevrelerce bu "kuzey rejimi" olarak da adlandırılmıştır. Diğer bir deyişle mülteci rejimi, Soğuk Savaş döneminde komünist ülkelerdeki halklara karşı havuç olarak da kullanılmıştır. Sovyet Birliği'nin etkisi altındaki toplumların Batı Bloku'na yönelmesi ve bu sebeple Doğu Bloku'nda bir ayrılık yaratma amacı güdülmüştür.

Yani küresel mülteci rejiminin temelini oluşturan 1951 Cenevre Konvansiyonu kabul edildiği tarihte AB kurulmamış olsa bile mülteci rejimi, Avrupa’nın sorunlarından hareketle ortaya çıkarılmıştır ve Avrupa-merkezci bir bakış açısına sahiptir. Tıpkı Soğuk Savaş'ın bittiği ve uluslararası sistemin yeniden inşa edildiği 20. yüzyılın sonunda Avrupa’nın sınırındaki Bosna-Hersek ve Kosova savaşları sonrasındaki kitlesel göç akını karşısında AB ülkelerinin yekpare bir şekilde hareket etmesini sağlayan Geçici Koruma Yönetmeliği gibi.

AB’nin ikircikli mülteci politikası

AB'yi mülteciler konusunda teyakkuza geçiren konuların başında sınır ve çatışmanın yaşandığı bölgenin Avrupa'ya yakınlığının olmasının en önemli göstergelerinden biri, AB'nin Geçici Koruma Yönetmeliği'ni Suriyeli mülteciler söz konusu olduğunda devreye sokmamış olmasıdır. Yönetmeliğin aktive edilebilmesi için AB Konseyinde nitelikli oy çoğunluğunun sağlanması gerekmektedir. Nitelikli oy çoğunluğu, AB hukuku açısından değerlendirildiğinde sağlanması en zor usullerden biridir. Bu yönetmeliğin öneri olarak AB Konseyine sunulmasından önce kitlesel bir göç hareketinin olması ve üçüncü ülkelerden gelme koşulu aranmaktadır.

Geçici Koruma Yönetmeliği'nin Suriyeli mülteciler için aktive edilmesinin tartışıldığı dönemlerde AB Komisyonu, Suriyelilerin İtalya üzerinden Schengen sınırlarına girişinin kitlesel olmadığını ve sürecin makul düzeyde yönetilebildiğini ve göç alan AB ülkelerine yapılacak yardımlarla sorunun kotarılabileceğini öne sürerek, yönetmeliğin aktive edilmesi önerisini reddetmiştir.

Ancak Ukraynalı mülteciler için 24 Şubat'ta başlayan savaş ile 3 Mart'ta Konsey tarafından kabul edilen yönetmelik arasındaki 8 günde AB ülkeleri göçün kitlesel bir akın şeklinde olduğuna ikna olmuştur. Fakat AB, 2011 yılında başlayan ve halen süren iç savaş sonucunda göç etmek zorunda kalan Suriyelilerin kitlesel olarak Birlik sınırlarına ulaştığı konusunda uzlaşamamıştır. Bu anlaşmazlık 2015 gibi Suriyeli göçünün en yüksekte olduğu dönemde dahi sağlanamamıştır. Bu sebeple Almanya devlet olarak inisiyatif almış ve AB'nin aksine açık kapı politikası uyguladığını açıklamıştır. İşin özü, Geçici Koruma Yönetmeliği'nin ön koşulu kabul edilen kitlesel göç, rasyonel ya da insan hakları penceresinden değil de siyasi pencereden yorumlanarak değerlendirilmiştir.

AB'nin mülteci politikası ideoloji ve güvenlik odaklı

Avrupa Birliği, Geçici Koruma Yönetmeliği ile mülteci krizinin oluşmasını engellemeye çalışıyor. Bu durum bir kez daha gösterdi ki Birliğin önceliği sınırlarına yakın bölgelerde oluşan krizlerdir. Bu sebeple Ukraynalı mülteciler için ülkelerin inisiyatif almasından ziyade AB çatısı altında Geçici Koruma Yönetmeliği'nin AB tarihinde ilk defa devreye sokularak bütüncül bir politika izlenmesi, AB Konseyi tarafından uygun görülmüştür.

Bütüncül politikanın bir diğer sebebi yine mülteci rejimi inşa edilirken Soğuk Savaş şartlarının getirdiği bloklaşmanın sonucu olan Sovyetler Birliği karşıtlığı ise bugün Ukraynalı mültecilere verilen desteğin bir nedenidir. Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline karşı duran AB, çeşitli yollarla Ukrayna'ya destek vermiştir. Avrupa’nın Rusya karşısındaki Ukrayna’ya verdiği desteklerden biri olarak da Ukraynalı mültecilerin Avrupa Birliği'ne girişini kolaylaştıracak Geçici Koruma Yönetmeliği'nin devreye sokması gösterilebilir. Böylece AB, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali karşısındaki konumunu pekiştirmiştir.

Ezcümle Avrupa'nın mülteci politikasında süreklilik sağlayan durumlar mültecilerin kaçtığı çatışmaların Avrupa sınırlarına olan yakınlığı ve Rusya karşıtlığıdır. Avrupa bu faktörler ortaya çıktığında teyakkuza geçmektedir ve Ukraynalı mülteciler konusunda bu iki faktör de etkin durumdadır. Bu sebeple uluslararası kamuoyunda AB'ye yönelik oluşan olumlu atmosferin ve mülteci rejimindeki sorunların Ukraynalı mültecilerle aşılabileceğinin tartışılması yine Ukraynalıların Avrupa'nın içinde değerlendirilmesinden kaynaklanmaktadır.

[Gizem Bolat, İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Doktora Adayı]*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 24 Nisan 2024
İmsak 04:29
Güneş 06:04
Öğle 13:07
İkindi 16:55
Akşam 20:00
Yatsı 21:29
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. Liverpool 33 74
3. M.City 32 73
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 33 43
12. Fulham 34 42
13. Bournemouth 33 42
14. Crystal Palace 33 36
15. Brentford 34 35
16. Everton 33 30
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 33 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14