Ülkemizde ki ekonomik sorunların getirdiği mali açıkların kayıplarını gelen vergi zamları insanların daha fazla sıkıntıya düşmesine karşılık medyanın sadece paralel yapının sürekli manşet etmesi, medyanın kimden yana olduğunu ve hangi gerçekleri suyun üzerinden akıttığını bilmek gereken bir durum olduğunu söylemekte fayda var. Her şeye karşılık İsrail’de meydana gelen 100.000 kişilik bir toplanışta yeni bir İsrail isteyen halkın düşüncelerinide göz ardı etmemiz gerekir. Çünkü Türkiye’nin medyaya göre en büyük sorunu gizli yapılanmalar ve bunun temizliği oldu. Tabi bu yapılanmaların deşifreleri çoğu partinin savunma ve saldırı mekanizmasını artıyor. Peki bizden istenen nedir ? Maliye bakanımızın Suriyeli sığınmacıların ülkemize maliyeti 4,5 milyar dolar olduğunu söylediğinde gelecek vergi zamlarının nedenini söylüyordu. Bütün bu sorunların yanı sıra halkın birbirine düşmansal bakışı gittikçe artmaktadır. Bizim birlik ve beraberliğe ihtiyacımız varken parti liderlerinin gereksiz atışmaları bana ilkokulda sınıf başkanlığı için yarışan hallerimizi hatırlatıyor. Biraz zamanı geriye sarıp bakmalıyız. Sayın cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan paralel yapının millete zarar verdiği düşüncesiyle medyaya hitap etti. İster istemez aklıma şu soru geliyor: Neden şimdi? Nerede bir anlaşmazlık oldu da şimdi ülke tehdit altında. Eğer paralel yapıyı kötülüyorsanız ve onlara hizmet eden kişileri adalet önüne çıkarıyorsanız ya da çıkarmadan yer değişikliği yapıyorsanız bu ülkede Gülen cemaatinde olan herkese vatana ihanet damgasını vuruyor olursunuz. Önceden paralel yapıyı bilmiyorduk düşüncesi biraz çocukça kalıyor işin doğrusu. Ben bu ülkenin başbakanı olacağım ve yanımda duranların geçmişini araştırmayacağım, düşüncelerini öğrenemeyeceğim öyle mi? Eğer bir başkan ülkesinde ki kurumların sızıntıya uğradığını söylüyor ise bu sorun sizin. Bu ülkede bazı noktalarda eksik olduğunuzu gösterir. Şu bir gerçek ki eğer bir kişi 130 ülkeyi elinin içinde haritasını çıkartıp kendisine bağlı kılabiliyorsa ben o gücü karşıma değil yanıma alırdım. Çünkü iktidarın deyişine göre dünya çapında ilerliyoruz. Bunları bir kenara bırakıp başka yollardan gidip tek noktaya varacağım. 4,5 milyar dolar bir gider var. Halkın %50’si bir gerçeği var. Görülmemiş bir Gezi olayı muzdaripliği var. Kaybolan canlar, işinden olan insanlar, damgalanan insanlar ve maddi zararlar var. Bunların yanında ülkede büyük gelişim var. İşin en garibi adaletin adaletli olmadığı durumu var. Büyük yolsuzluk operasyonuyla komik ama ayakkabı kutuları var ama adalet ne hikmetse adaletin koruduğu bir yolsuzluk var. Büyük değişime uğrayan medyalar her zamanki gibi “Güç kimdeyse onu savunuruz.” düşüncesi yer alıyor. Sonunda ise İsrail halkı yeni bir İsrail istiyor. Kim kazanıyor bilmiyorum ama milletim kaybediyor. Halkın cebine giren para miktarı arttı ama çıkan para miktarı da aynı oranda arttı. Ülkenin dış borcu bitmiş olabilir ama halkın bankalara olan borcu arttı. Ülkenin modernizme olan yakınlığı arttı ama halkın birbirine olan sevgisi azaldı. Ülkenin terör sorunu azaldı ama halkın birbirine olan bağlılığı bitti. Vergi zamları aşırı arttı. Eğitim sistemi yeni neslin düşüncesiz ve bencil olmasına izin verdi. Fuhuş artık ayıplanmaktan çıktı. Ahlaki yapı bozuldu. Kısacası kazandığımız olguların yanında kaybettiğimiz durumlar çok. Biz çok misafirperver milletiz ki kendimizi düşünmeden başka insanlara yardım ediyor ve yolsuzlukları satılan adaletle örtbas edip unutuyoruz. Bu millet her zaman güçlü millet oldu. İşin komedi dramı ise bu milleti bölende yıkanda yine milletim oldu. Ne mutlu Türk’üm diyene!
Abdulvahid SADIKOĞLU
İsrail halkı yönetimin değişmesini istiyor ve Mossad yönetim ile ilgili farklı açıklamalar yaptı.